Sürdürülebilir Moda Alışkanlıkları, Dünyadaki Biyoçeşitlilik ve Sevinç Mahallesi’nin Mücadelesi
Bu haftanın Greenvibes bültenine hoş geldin. Yeşil Ajans’ta yerelden ve dünyadan ekolojik haberlere biraz değinip Derin Yeşil’de sürdürülebilir moda alışkanlıkları kazanmak için alternatif yöntemlerden bahsettik. Bir İmza da Sen At’ta güncel imza kampanyalarını ve Gezegenimizin Son Durumu bölümünde küresel ısınma ve karbon salımlarımızın geldiği noktayı derledik.
Greenvibe’ının bol olduğu, keyifli okumalar dileriz.
DERİN YEŞİL
Sürdürülebilir Moda Alışkanlıkları Kazanmak İçin 5 Alternatif Yöntem
Yavaş bir moda için kendi tercihlerimizi nasıl değiştirebiliriz?
Şevval Sude Çeliker
Moda, tüketim alışkanlıklarımızın içinde fark etmeden hayatımızı en çok etkileyenlerden biri. Her gün işe, okula, gideceğimiz herhangi bir yere hatta evden çıkmasak bile evin içinde sürekli kıyafetlerimizi değiştirdiğimizi, kendi zevklerimize göre dolaplarımızı yenilediğimizi düşünürsek bitmek bilmeyen bir tüketim döngüsüne sahip olduğumuzu görürüz. Her geçen gün daha da büyüyen, “hızına yetişemediğimiz” moda sektörü kendimizi değiştirmekte, tüketimimizi dönüştürmekte en çok zorlandığımız yerlerden biri. Çünkü kendi zevklerimizin farkına varmak, dönüştürmek için seçeneklerimizi gözden geçirmek kıyafetlerimiz konusunda sıklıkla attığımız bir adım değil.
“Hızlı moda”nın bu dünyadan alıp götürdükleri ise artık dikkatimizi kaçıramayacağımız boyutta. Adil olmayan gelirler karşılığında çocuklara kadar her bireyin sömürülerek çalıştırıldığı, maruz kalınan kötü çalışma koşulları ve kimyasalların ölümlere bile sebep olabildiği, modanın “hızlı atan nabzına” uygun olarak devamlı kalitesi düşük ve çok fazla enerji kaynağının tüketildiği bu sektör, gezegeni en çok kirletenlerden de biri. Tüm bu acı ve somut gerçeklere karşı kendi hayatımızda ufak ve bilinçli değişiklikler yapmaksa bizim elimizde. Ben de bugün sizlere bir kıyafeti alacağımız ana kadar düşünebileceğiniz beş farklı alternatifle bilinçli tüketim için ufak bir yol göstericiliği yapacağım.
Kendin İçin Kıyafetini Yeniden Tasarla

Dolabındaki kıyafetler geçen yıllar sonrasında ilk aldığın gibi ilgini çekmiyor olabilir, modeli çok sade veya istediğin uzunlukta değildir artık. Tam elini yeni kıyafet bakmak için telefona götürdüğünde tekrar düşün: Ben bu kıyafeti istediğim hale getirebilir miyim? En kısa yoldan boylarını veya kollarını kısaltarak kıyafetine yeni bir kullanım alanı sağlayabilirsin. Eğer rengi senin için çok sade geliyorsa doğal renk baskısı yapabilir veya tamamen boyayabilirsin. Kıyafetlerine daha şık bir görünüm kazandırmak istersen minimal nakış modelleriyle yeni bir kıyafet ortaya çıkarabilirsin. “Benim elimden gelmez” diye düşünüyorsan mahallendeki terzilere giderek veya etrafındaki yakınlarından yardım alarak da kıyafetlerini istediğin stilde dönüştürebilirsin.
Kısacası kıyafetlerini nasıl dönüştüreceğin tamamen senin hayal gücüne kalmış. Kıyafetlerini nasıl değiştirebileceğinden veya yenileyebileceğinden emin değilsen Pinterest gibi uygulamalar sayesinde istediğinden de fazla seçeneklere erişebilirsin.
Eski Kıyafete Yeni Bir Hayat Ver: İkinci El Kıyafet

Başlığı ilk okuduğunuzda akıllara vintage dükkânlar, geçmişten kalan kıyafetleri satan antika pazarları gelmiş olabilir. Bu da göz önünde bulunduracağımız bir seçenek olsa da ben sizi şimdilik o kadar uzaklara götürmeyeceğim. En başta kendi eski dolaplarımıza geri dönelim istiyorum. Anne ve babalarımızın, büyük kardeşlerimizin, kuzenlerimizin hatta büyükanne ve büyükbabalarımızın dolaplarından bahsediyorum. Evin en küçüğü olarak abla kıyafetleri giydiğim için bu alışkanlığı kendim fark etmeden kazanmış olsam da kendi küçük hayatımda tekrar askılara astığım 10-15 yıllık kıyafetlerle kendi ihtiyacımın büyük bir çoğunluğunu karşılamış oldum. Dönüşüme en başta kendi evinden bile başlayabilirsin. Diyelim ki evdeki dolaplar sen zevklerinize uymuyor, şehrinizdeki veya artık internetten de ulaşabileceğin vintage butiklerden de özgün tarzları olan yaşlı kıyafetlere yeni bir soluk kazandırabilirsin.
Kendi İstediğini Kendin Üret

Benim en heyecanlandığım başlık aslında bu. Üretmeye neredeyse bir çeşit bağımlılığı olan ve iki terziyle aynı evde yaşayan bir birey olarak aklımdaki kıyafetleri kendi ellerimle ortaya çıkarma fikri bana büyük bir haz veriyor. Aklınızdaki modelleri örgü örerek veya dikiş dikerek istediğin renkte, modelde, bedende ve tarzda üretebilirsin. Öğrenmesi oldukça keyifli hobiler olmalarıyla birlikte aynı zamanda “yavaş moda”yı tam anlamıyla deneyimleyebilmeni sağlıyor. Kendi kıyafetini örmenin bana öğrettiği en büyük şeylerden biri, bir şeyi üretmenin arkasındaki büyük emek ve kullanılan vaktin ne kadar fazla ve yoğun olmasıydı. Demem o ki aslında moda, hiç de sandığımız kadar hızlı değil.
Kendi kıyafetlerinizi üretmeye başlamak için nereden başlayacağınızdan emin değilseniz sizlere özellikle YouTube kanallarını, Pinterest gönderilerini ve hatta bazı adım adım anlatılan TikTok videolarını tavsiye edebilirim. Ayrıca yabancı kaynaklarda daha fazla olsa da internetteki birçok blog hesabı ücretsiz model rehberleri sunuyor. Bununla birlikte mahallenizdeki herhangi bir tuhafiyeye gidecek olursanız birçok dikiş ve örgü dergisine de ulaşabilirsin. Özellikle dikiş dergilerinin güzel tarafı, dergideki kıyafetlerin kalıplarını dergiyle birlikte edinebiliyor ve istediğiniz bedende dikebiliyorsunuz.
İnternet aramaları için ufak bir ipucu: Öğrenmek istediğin modeli veya tekniği İngilizce adıyla aratman önüne çok daha fazla ve farklı seçenek çıkaracaktır.
“Yine Başka Kıyafetlere İhtiyacım Var, Hiçbiri Birbiriyle Olmuyor,” Diyorsan Kapsül Dolap Oluşturmayı Dene

Yukarıda saydığım alternatifler senin hayatına uymayabilir, bunlar için yeterli vaktin olmayabilir veya zevklerinle uyuşmuyordur. Yeni kıyafet alman gerektiği noktada bile hâlâ tüketimini gözden geçirebileceğin noktalar var. Kapsül dolap yöntemi de bunun için en uygun seçeneklerden biri.
Kapsül dolap tekniği, tarzınıza ve ihtiyacınıza göre şekillendirebileceğiniz, bilinçli, kıyafetlerinizi birbirine uygun olacak şekilde seçtiğiniz bir dolap oluşturma yöntemi. Bu yöntemin temel amaçları bilinçsiz kıyafet ve aksesuar alışverişini önlemek ve ihtiyaçlarınız doğrultusunda kendi içinde parçaları eşleştirebileceğiniz bir dolap yaratmak. Bu yöntemi uygulamaya başlamak için ilk adım olarak dijital ortamda veya defterde sıklıkla kullandığınız parçaları, ihtiyaç duyduklarınızı belirleyebilirsiniz. Zihninizde bir şema canlanması için Pinterest gibi uygulamalardan farklı kapsül dolap örneklerini inceleyerek olmazsa olmaz parçalarınızı tespit edebilirsin. Burada önemli olan noktalar ise parçaların kullanım sıklığı ve diğer parçalarla uyumu. İhtiyaçlarınızı bir liste şeklinde belirledikten ve dolabınızı düzenledikten sonra aslında gelecek alışverişleriniz için de bir kılavuz oluşturmuş oluyorsunuz. Bu yöntemi uygulayarak da ihtiyaç ve zevklerinize göre daha bilinçli ve verimli bir şekilde kıyafetlerinizi seçebilirsiniz.
Greenvibes olarak bu konuyla daha çok ilgilenmek isterseniz diye size Anuschka Rees’in The Curated Closet adlı kitabını önermek istedik.
Aldığın Kıyafetin Nereden Geldiğini Öğren

Özellikle son zamanlarda hemen hemen hepimiz giydiğimiz kıyafetlerin neden bu kadar hızlı yıprandığını, yırtıldığını, renginin solduğunu veya modelinin bozulduğunu konuşur olduk. Yukarıda eski kıyafetlere tekrar hayat verebileceğimizi konuşurken kendi giydiklerimize aynı şekilde güvenemiyoruz. Kıyafetlerin kalitesindeki bu düşüşün en büyük sebebi kullanılan kumaşların ham maddelerin değişmesi. Etiketleri incelediğimizde çoğu hızlı moda ürünlerinde büyük oranlarda polyester veya akrilik kumaş bulunuyor. Bu plastik bazlı kumaşlar maliyeti daha ucuz olduğu için tercih edilse de hem doğaya hem de insanlara büyük bir fatura çıkarıyor. Kısa ömürlü ve sağlıksız olan bu kumaş türleri yerine karşılaştırdığımızda daha doğal ve sürdürülebilir seçenekler olan organik pamuk, bambu, keten veya kenevir ham maddelerinin kullanıldığı kıyafetleri daha çok tercih etmek uzun vadede sağlığınız ve cüzdanınız için en iyi seçenekler olabilir.

Hızlı modanın toplumda yarattığı çevre kirliliğini, gelir eşitsizliğini ve hem üreticinin hem de tüketicinin sağlığına karşı yarattığı tehlikeyi fark etmek ise işin aslında en önemli kısmı. Bu hızlı tüketim çağında bize düşen görevlerden biri, bir ürünü alırken iki defa düşünmek. Tükettiklerimizin sorumluluğunu almanın bu koca çarkı kırmak için atabileceğin ilk adım olduğunu unutma.
Sürdürülebilir modayla daha çok ilgilenmek istersen Greenvibes olarak The True Cost belgeselini izlemeni tavsiye ederiz 🙂
YEŞİL AJANS
Akgöl, Aşırı Sıcak ve Buharlaşma Nedeniyle Çorak Araziye Dönüştü

Van’ın Özalp ilçesinde 407 hektar alanı kaplayan Akgöl, aşırı sıcaklık ve buharlaşma nedeniyle kurudu. Geçen yıl da yüksek sıcaklıklar nedeniyle kuruyan Akgöl, bu yılki yağışlara rağmen kuraklıktan kaçamadı. Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Faruk Alaeddinoğlu Anadolu Ajansı’na verdiği röportajda küresel ısınma sürecini hızlandıran bir etmen olarak insan faktörünü vurguladı.
Van Gölü Havzası’nın kapalı bir havza olduğunu ve birçok gölü kapsamına aldığını anlatan Alaeddinoğlu şunları söyledi: “Bundan sonra kesinlikle sulak bölgeler alan kaybedecek. Yani sadece Türkiye’de değil dünyanın birçok ülkesinde bu durum yaşanacak. Bu durum, su yönetimini kaçınılmaz kılıyor. Özellikle tarım ve hayvancılık faaliyetlerini yapanlar için kesinlikle su yönetimi şart. Suyun kıymetinin bilinmesi gerekiyor.”
***
Dünyadaki Biyoçeşitlilik Hızlı Bir Şekilde Azalıyor

Dünya Doğayı Koruma Birliği’nin “kırmızı listesinde” en çok tehlike altında olan türler arasında bulunan bozkır kartalının Türkiye’deki yaşam alanlarının korunması için uluslararası bir çalışma başlatıldı. Uzman biyolog Cansu Özcan, “Ülkemizde nesli tehlike altında olan türlerden bozkır kartalı için pilot uygulama olarak İç Anadolu Bölgesi’nde çalışılmaya başlandı. Türü tehdit eden unsurlar, üreme başarısı, yayılımı, dağılımı çalışılırken, bölge halkı ile etkin eğitim çalışması da yürütüldü,” şeklinde açıklama yaptı.
Bozkır kartalları, kırmızı listedeki diğer türler gibi insan kaynaklı sebeplerden dolayı hızlı bir yok oluş sürecinin içerisinde. Özcan, “Çalışmamızda bir yandan türün üreme alanları keşfedilmeye çalışılırken, diğer yandan bölgede ve küresel ölçekte oluşabilecek tehditler tespit edilmeye çalışıldı. Küresel ısınma ve iklim değişikliği başta olmak üzere yanlış tarım yöntemleri, türün yaşam alanı habitatlarının bozulması, aşırı ve yanlış tarım metotları gibi belli başlı sorunların, türü tehdit eden başlıca konular olduğu tespit edildi,” diye konuştu.
Bozkır kartalının yanında aslan nüfüsü da son 20 yılda yüzde 43 azaldı. Doğa Koruma Merkezi Biyoçeşitlilik Uzmanı Dr. Mustafa Durmuş, yaşam alanlarının daralması ve kaçak avcılık sebebiyle dünyada aslan nüfusunun 20 bin ile 39 bin arasına gerilediğini belirtti. Aslan türü, Uluslararası Doğayı Koruma Birliği (IUCN) Tehdit Altındaki Türkler Kırmızı Listesi’nde “hassas” kategorisinde yer alıyor. Azalan popülasyona dikkat çekmek için de her yıl 10 Ağustos günü Dünya Aslan Günü olarak kutlanıyor.
***
Sevinç Mahallesi Kömür Ocağına Karşı Direniyor

Eskişehir’in Odunpazarı’na bağlı Sevinç Mahallesi’nde gerçekleştirilmesi planlanan Yer Altı Kömür Ocağı Projesi, bölge halkı tarafından büyük bir tepkiyle karşılandı. Planlanan bu projenin hayata geçmesi durumunda başta Porsuk Çayı’nın, yerleşim yerlerinin, halkın geçim sağladığı bölgelerin ve yaşayan tüm canlıların varlığı tehlike altına girecek. Domatesi, biberi ve süt ürünleriyle ünlü olan bu mahalle, geçimini genel olarak tarım ve hayvancılıktan sağlıyor. Direnişçilerin ve uzmanların belirttiğine göre bu Yunus Emre Termik Santrali’ne yakıt üretmek için açılması düşünülen bu kömür ocağı hava kirliliğinden ve ekonomik şartlardan dolayı bölge halkının evlerini terk etmesine sebep olacak. Bununla birlikte bölgedeki ekolojik yaşam büyük bir tehlike altına girecek. Tarım alanlarının tahrip olması ihtimalinin yanı sıra birçok canlı türü ile soyu tükenme tehlikesi olan “Alaca Sansar” popülasyonu da tehdit altında olacak.
***
Portekizli Gençler Mücadele Yetersizliğinden Avrupa Ülkelerine Dava Açtı

Son bir aydır yangınların büyük bir şiddetle devam ettiği Portekiz’de söndürme çalışmaları büyük bir hızla devam ediyor. Güvenlik sebebiyle birçok kişinin evlerinden tahliye edildiği ve itfaiyecilerin yaralandığı bu yangınlara ise özellikle çevre aktivistlerin tepkisi büyük. Portekizli bir grup genç, yangınların şiddetlerini artırarak devam etmesi, buna rağmen iklim değişikliğine karşı yeterli mücadelede bulunmamaları sebebiyle Türkiye’nin dahil olduğu 32 Avrupa ülkesine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde dava açtı. Birleşik Krallık’tan 10 avukatın temsil ettiği Portekizli gençler, davadan olumlu sonuç alırsa hükümetler yasal olarak emisyon azaltımı çalışmalarını hızlandırmak ve büyütmek zorunda olacak.
***
Kuraklık 2. Dünya Savaşı’na Ait Bomba, Enkaz ve Cesetleri Ortaya Çıkardı

İsviçre Alplerinde eriyen buzulların altından 2.Dünya Savaşı’na ait olduğu saptanan uçak enkazı ve cesetler, İtalya’daki kuruyan Po Nehri’nden de 450 kilogramlık bir bomba ortaya çıktı.
Bu hafta içinde İsviçre, İtalya ve ABD gibi dünyanın farklı noktalarından kuraklık haberleri gelirken bununla beraber bazı bulguların ortaya çıktığı haberi gündeme yansıdı. Normalden çok daha az kar yağan bir kış geçirdikten sonra İsviçre Alpleri şimdiden iki şiddetli yaz sıcak dalgasını yaşadı. Bu çevrede yürüyen yürüyüşçüler, yarım yüzyıldan fazla bir süredir kayıp olan bir uçak enkazına ve buna ek olarak insan cesetleriyle karşılaştılar. İki dağcının Valais kantonundaki Chessjen buzuluna tırmanırken insan kemiklerine rastladıklarını doğrulayan polisler, insan cesetlerinin 1968 yılına ait olduğunu açıkladı.
Öte yandan, olağandışı sıcak hava ve az yağış sebebiyle son 70 yılın en kurak dönemini geçiren Po Nehri’nde bir balıkçı İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma 450 kilogramlık patlamamış bir bomba keşfetti. Askeri uzmanlar Borgo Virgilio köyü yakınlarında bombayı etkisiz hale getirerek pazar günü kontrollü bir patlama gerçekleştirdi.
***
Çin İlk Ulusal Kuraklık Uyarısını Yayımladı

Orman yangınlarıyla mücadele eden, ekinleri aşırı sıcaklıktan korumak için uzman ekipleri harekete geçiren Çin, yılın ilk ulusal kuraklık uyarısını yayımladı. Yeni yayımlanan ulusal “sarı alarm” ülkede özellikle belirli bölgelerde haftalarca aşırı sıcak yaşanmasının ardından ilan edildi ve hükümet yetkilileri defalarca küresel iklim değişikliğine sebep olarak gösterdi. Devlet yayıncısı CCTV cuma günü yaptığı açıklamada Chongqing’in güneybatı bölgesindeki 34 ilçede 66 kadar nehrin kuruduğunu açıkladı. CCTV yerel yönetim verilerine dayanarak Chongqing’de bu yıl yağışın mevsim normallerine göre 60% azaldığını ve bazı bölgelerde toprağın neredeyse tamamen nemsiz olduğunu belirtti.
***
Avrupa’daki Kuraklık Büyük Bir Tehdide Dönüşüyor

Özellikle son yıllarda Avrupa, iklim krizinden dolayı büyük bir kuraklıkla yüzleşiyor. Bir zamanlar aşırı güçlü olan nehirleri neredeyse göle dönüştüren bu kuraklık; endüstrilerin, lojistik ile enerji ve gıda üretiminin çarpıcı sonuçlarından biri. İklim krizinin şiddetinin artmasıyla anormal derecede kurak kış ve bahar dönemlerine tanıklık eden ve bu yaz sıcaklık rekorlarıyla farklı krizlerle yüzleşen Avrupa’nın su kaynakları hacim olarak yetersizleşti ve büyük bir artışla sıcaklığı arttı. Yaklaşık iki aydır kayda değer hiçbir yağışın gerçekleşmediği ve yakın gelecekte de görülmeyeceği tahmin edildiği belirtilen Avrupa kıtası, meteorologlara göre 500 seneden fazla süredir yaşadığı en kötü dönem yaşayacak olabilir.
***
Kuzey Kutbu Gezegenin Geri Kalanından Dört Kat Daha Hızlı Isınıyor

Yapılan son çalışmalardan birine göre Kuzey Kutbu kutbu, geçtiğimiz 43 yıl içinde yapılan bir önceki tahminlerden dört kat daha hızlı ısınıyor. Yapılan son çalışmaların böyle bir sonuç yakalamasının en büyük nedeniyse daha çok veriye ulaşabilmiş olmaları. Önceki zaman periyotlarına dayandırılan geçmiş çalışmalar, şu anki ısınmanın ölçeğini tam anlamıyla veremedi. Son yirmi yıldaki sıcaklık artışıyla Kuzey Kutbu’nun sıcaklık artışı dünya ortalamasını dörde katladı. Dünyada bu artışa en çok sebep olan şeylerden biri de buzların erimesi gibi gerçekleşen fiziksel değişimler.
🌍 GEZEGENİMİZİN SON DURUMU
İnsan Kaynaklı Küresel Isınma(11.08.2022): +1.25573093 °C
Sıfır Emisyona Ulaşmak İçin Kalan Süre: 6 Yıl 333 Gün
Yenilenebilir Enerji Kaynağı Oranı: %13.10
Yeşil İklim Fonu: 9.52 Milyon Dolar
Yerli Halklar Tarafından Korunan Doğal Alanlar: 43.5 Milyon km2
Haftalık C02 Ortalaması
14 Ağustos 2022: 417.26 ppm
1 sene önce: 414.92 ppm
1 senelik değişim: 2.34 ppm (0.6%)
10 sene önce: 392.57 ppm
Güvenli seviye: 350 ppm
🎙️ GREENVIBES PODCAST

Podfresh desteğiyle yayınladığımız Greenvibes Podcast’in on sekizinci bölümü yayında!
Zehirsiz Sohbetler serimizin ilk bölümüne hoş geldiniz! On sekizinci bölümümüzde içeriği ve ambalajıyla doğada tamamen çözünen ürünler üreten markası ZEERO ile birlikte Büşra Nazlı Erten bizlerleydi. Büşra ile zehirsiz temizliğin ne olduğunu, atıksız yaşam ve zehirsiz temizlik arasındaki bağlantıyı, zehirsiz temizlik alternatifleri hakkında konuştuk.
Spotify’dan dinlemek için:
Apple Podcast’e buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
✍🏻 BİR İMZA DA SEN AT
Change.org’daki iklim ve ekoloji ile ilgili imza kampanyalarını senin için derledik. Bir imzadan ne olur deme, çok güzel şeyler oluyor bile.
- Zeytin Hayattır
- Eskişehir Kömür Olmasın
- Türkiye 2030’a Kadar Kömürden Çıksın
- Yeni Orman Kanunu İstiyoruz
- İklim Acil Durumu İlan Edilsin
- Adana’da Bir Kömürlü Termik Santral Daha İstemiyoruz.
- Plastiksiz Kargo İstiyoruz.
- Avcılık Tamamen Yasaklansın.
- İkizköy Akbelen Ormanının Kömür Madeni için Kesilmesini Durdurulsun.
- Tek Kullanımlık Plastikler Yasaklansın.
- Yeşiller Partisi’nin Kuruluşu Engellenmesin.
BİZİ TAKİP EDİN 🌿
Bu ve benzeri sürdürülebilir, ekolojik ve atıksız yaşam ipuçları ve haberlerine güncel bir şekilde ulaşmak için Greenvibes’ı, Nil’i ve Ceren’i Instagram üzerinden takip edebilirsiniz.
Bültenimize katkı sağlayan yeni ekip arkadaşlarımız Deniz ve Şevval’e teşekkür ederiz.