Kentsel Drenaj İçin Sürdürülebilir Çözümler, Türkiye’deki Son Yağışlar ve Temiz Çevre Hakkı
Bu haftanın Greenvibes bültenine hoş geldin. Yeşil Ajans’ta yerelden ve dünyadan ekolojik haberlere biraz değinip Derin Yeşil’de sürdürülebilir kentsel drenaj sistemlerinden bahsettik. Bir İmza da Sen At’ta güncel imza kampanyalarını ve Gezegenimizin Son Durumu bölümünde küresel ısınma ve karbon salımlarımızın geldiği noktayı derledik.
Greenvibe’ının bol olduğu, keyifli okumalar dileriz.
DERİN YEŞİL
Kentsel Drenaj İçin Sürdürülebilir Çözümler
Kentlerdeki su nasıl yönetilebilir?
Ceren Özcan Tatar
Kentler yalnızca binalardan, arabalardan ve betondan meydana gelmiyor, içinde doğasını barındırıyor, ama az miktarda. Yağmur da bu doğanın bir parçası, ve düştüğü yerde ne olacağına kentin drenaj sistemi karar veriyor. Eğer kentsel drenaj sistemi sürdürülebilir ise su toprakla buluşuyor, emiliyor, sele ve kirliliğe sebep olmuyor. Hadi, sürdürülebilir kentsel drenajın ne olduğuna bakalım!
Nedir?
Kentsel drenaj sistemi, kent içerisinde yüzeye düşen suyun (yağmur, sulama vb.) nereye gideceğine, ne olacağına karar vermek demektir. Yağmur suyunun kanalizasyondan ayrılması da, yağıların çevresine kanallar açılması da bu sürecin bir parçasıdır. Sürdürülebilir olması demek ise yüzey sularının doğal çözümlerle ele alınması ve kentsel alanın insanlar ve çevre için daha iyi tasarlanması demektir. Kavramın adından da anlaşılacağı üzere, sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri yüzey suyunu yönetmek için sürdürülebilir ve uzun vadeli çözümleri hedefler. Bu kapsamda 4 sac ayağına sahiptir:
- Su miktarı (sel riskinin sınırlandırılması ve su döngüsünün korunması)
- Su kalitesi (kirliliğin sınırlandırılması ve akan suyun kalitesinin yönetimi)
- Kolaylık (kentliler için daha konforlu alanların tasarımı)
- Biyoçeşitlilik (bitkiler ve hayvanlar için daha yaşanabilir ve gelişmiş alanların yaratılması)
Nasıl?
Sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri yüzey suyunun akışını doğal yöntemlerle yavaşlatmayı kullanır. Bu bir dizi farklı teknik içerebilir. Sulak alanlara dönüşebilen sığ kanal ya da hendekler, siperler gibi su birikintileri için toprak altına sızma havuzcukları, havzalar için su tutma alanı olarak kullanılabilecek havuzlar, doğal akışı kontrol etmek için kayalar, bitkiler ve mini barajcıklar gibi teknikler tek başına ya da birlikte kullanılarak sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri tasarlanabilir. Genel olarak kentsel drenajda hendekler (kanallar), sulak alanlar (bataklık ve havzalar) ve havuzlama sistemleri kullanılır. Dönüştürülmesi gereken alanın özelliklerine göre bu üç seçenek arasından bir sistem benimsenebilir.
Hendekler, siperler, kayalar ve bitki ekilmiş alanlar suyun akışını yavaşlatır. Bu, yüzey suyunun toprağı erozyona uğratarak akmasını engeller ve yavaş bir biçimde toprağa ve ardından toprak altına geçmesini sağlar. Bir yandan da suyun bir kısmı buharlaşır. Toprak altına geçen su filtrelenmiş bir biçimde ya yeraltı su kaynağı olan akiferlere ya da bir noktada yüzeye çıkarak derelere karışır. Tıpkı kentleşmemiş alanlarda olduğu gibi.
Faydaları Neler?
Yağış ve yüzey suyunu doğal yöntemlerle yönetmek gerçekten çevre dostu bir yaklaşım olarak yorumlanabilir. Hem insana hem de bulunduğu alana ve o alandaki doğal bileşenlere pek çok fayda sağlar:
- Çevre yararına doğa temelli bir çözüm yaratmak
- Çok işlevli bir alan oluşturma
- Suyun toprağa doğal olarak ıslatmasını teşvik ederek su akışını yönetmek ve kentsel alanlarda sel olasılığını azaltmak
- Kirleticilerin nehirlere ve yeraltı sularına karışma olasılığını azaltan biyofiltrasyon yoluyla su kalitesinin iyileştirilmesi
- Yaban hayatı çekmek ve biyoçeşitliliği geliştirmek
- Karbon depolama imkanını artırmak
- Hava kalitesinin iyileştirmek
- Çevre okullar için doğa gözlem noktaları oluşturmak
Bu yararlar arasında karbon depolama belki aklınızı karıştırmış olabilir. Ama, Greater Manchester Green City’de sunulan bir araştırmaya göre , sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri yılda m2 başına 0,2-0,3 kg karbon emerek ve m2 başına 1,6-5 kg karbon depolayarak iklim değişikliğiyle mücadeleye yardımcı olabilir, üstelik bir sulak alan önemli ölçüde daha fazlasını depolayabilir.
Bizi daha fazla sürdürülebilir drenaj alanı yaratmaktan alıkoyan tek sebep ise maliyet. Kentsel alanda ranta karşı mücadele verip boş alanların ya da boşaltılacak alanların yeşil alana dönüştürülmesi pek kar odaklı olmuyor ne yazık ki.
Sonuç
Bu konu biraz incelenip değildiğinde, tüm çalışmalar ve örnekler sürdürülebilir kentsel drenaj sistemlerinin kentlerimizin atıl alanlarını yüksek kaliteli, değerli varlıklara dönüştürebileceğini gösteriyor. Sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri, kentsel alanların daha sürdürülebilir hale gelmesine yardımcı olmak için çözümün bir kısmını sunuyor. Hem insanlar hem de çevre için çalışan basit bir çözüm.
Sürdürülebilir kentsel drenaj sistemleri yalnızca yağışları emmek ve sel baskınlarını önlemek gibi birincil işlerini yapmakla kalmıyor, aynı zamanda iklim değişikliğiyle mücadele etmeye, yerel halkın yaşamını iyileştirmeye ve vahşi yaşam habitatlarını iyileştirmeye ve biyoçeşitliliği iyileştirmeye yardımcı olacak çok çeşitli ekstra faydalar da sunuyor.
YEŞİL AJANS
Türkiye’deki Son Yağışlar Beklenmedik Şekilde Gerçekleşti

Yaza girdiğimizden beri ülkenin farklı kesimlerinden alışık olmadığımız hava durumu güncellemeleri ile karşı karşıya kaldık. Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün Temmuz 2022 Alansal Yağış Değerlendirmesi verilerine göre geçen yıla göre geçtiğimiz aylardaki yağışlarda yüzde 55 oranında azalma görüldü. Türkiye genelinde 1991-2020 dönemindeki yağışlı gün ortalaması 3,2 gün iken 2021’den itibaren bu ortalama 3,1’e düştü.
Geçtiğimiz ay tüm bölgelerimizde beklenmedik hava durumları gerçekleşti. Yağışlı tüm bölgelerde normallere göre azalma görüldü. En büyük düşüş yüzde 82 ile Doğu Anadolu Bölgesi’nde oldu. İzmir, Muğla ve Şanlıurfa‘nın batı kesimleri ile Mardin, Elazığ, Şırnak, Batman, Gaziantep çevrelerinde ise temmuz boyunca yağış görülmedi. Ülke genelinde ise Temmuz 2021’de metrekareye 19 kilogram yağış düşerken bu sene 8,5 kilogram yağış düştü.
Uzun ve belirsiz kurak periyotlar bu mevsimdeki yangınların tetikleyicilerinden biri olmakla birlikte aşırı yağışlar da tedbirleri yetersiz kentlerde gerçekleşen sel felaketlerinin sebebi. Gerçekleşen bu hava olaylarının sebep ve sonuçlarını kavramak, iklim krizine karşı harekete geçmenin ilk adımlarından biri.
***
Kuruma Tehlikesindeki Burdur Gölü’nde Alg Patlaması Yaşandı

Özellikle son dönemde kuraklıkla mücadele eden Burdur Gölü’nün yüzeyinde endişe verici değişiklikler meydana geldi. Son dönemdeki yağışların azalması, normalin üzerindeki hava sıcaklıklarından kaynaklanan buharlaşma ve kaçak sondajlar gölün suyunun çekilmesine sebep oldu. Geçtiğimiz haftalarda da gölün yüzeyi alg tabakasıyla sarı ve yeşilimsi bir renge dönmeye başladı. Mehmet Akif Ersoy Üniversitesi (MAKÜ) Biyoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İskender Gülle’ye göre rüzgarların ve dalgaların da durmasıyla organizmaların derinliklerindeki karışımı azalıyor. Gülle, göl kenarına yapılan havuz ve güneş panelleriyle buharlaşmanın kısmen engellendiğini belirterek hala gölün durumunun kritik olduğunu, ciddi önlemler alınmazsa gölün eski haline getirilemeyip tamamen kuruyacağını önemle vurguladı.
***
Van Gölü Havzası’ndaki Yerli Buğday Çeşitleri Islah Ediliyor

Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü’ndeki akademisyenler, yüksek verimli ve olumsuz dış etkilere karşı dayanıklı, üretici ve tüketicilerin iç ve dış pazardaki isteklerine uygun nitelik ve kalitede buğday türlerinin ıslahı ve geliştirilmesi için proje başlattı.
Başlattıkları yeni proje ile Bitlis, Muş, Van ve Ağrı’daki 127 lokasyonda yetiştirilen kırmızı hevidik, beyaz hevidik, geverik, beyaz tir, kırmızı tir, kırmızı kırik, beyaz kırik, karakılçık, toptopik, köse, nanesor ve bahare buğdaylarının tohumları tohumlarını toplayarak analiz çalışmalarının ardından kışlık yetiştirme sezonu boyunca yetiştirildi ve hasat edildi. Fakülte Dekanı Prof Dr. Murat Tunçtürk tarafından dünyanın en stratejik ürünlerinden biri olarak nitelendirilen buğdaydaki bu gelişme sonucunda yüksek kalite ve verim sağladığı belirlenen bu yerli buğday tohumlarının çiftçilere önerilmesiyle hem verimin hem de ekim alanlarının artırılması hedefleniyor.
***
İzmir, Plastiksiz Atıksız Yaşam İçin Mücadele Ediyor

WWF’in Akdeniz’deki iklim değişikliği kaynaklı problemlere dikkat çekmek için Fransa’dan yola çıkan Blue Panda yelkenlisi, WWF Plastik Atıksız Şehirler Ağı üyesi İzmir’in pilot ilçesi Çeşme’yi ziyaret etti. İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’in 4 Ekim 2019’da imzaladığı Niyet Beyanı ile İzmir Plastik Atıksız Şehirler Ağı’na katılmıştı ve böylece Akdeniz’de 2030’a kadar doğaya karışan plastiği sıfırlama sözü veren ikinci şehir olmuştu. WWF-Türkiye ve İzmir Büyükşehir Belediyesi arasında imzalanan protokol sonucunda Çeşme ilçesi de plastik kirliliğini %30 azaltmayı taahhüt etmiş oldu. Blue Panda’nın ziyareti adına Çeşme’de düzenlenen lansmanda Tunç Soyer “plastiksiz atıksız şehir” olma yolundaki eylem planını açıkladı ve İzmir’de doğayla uyumlu bir yaşam için çalıştıklarını ifade etti. Hazırlanan bu eylem planı kapsamında Çeşme’deki plastik atık miktarını belirgin olarak azalttıklarını ekledi.
***
İLBANK, Belediyelerin Çevre Projelerine Dış Finansman Desteği Sağladıklarını Açıkladı

İller Bankası Genel Müdürü Yusuf Büyük, geçtiğimiz günlerde “İklim değişikliğiyle mücadele ve sürdürülebilir ulaşım” alanlarında kullanılmak için 45 ildeki 570’ten fazla projeye 58 milyar liralık dış finansman desteği sağladıklarını, buna ek olarak 22 milyar Türk lirası dış kredi temin edeceklerini açıkladı. Büyük, “Temin ettiğimiz uzun vadeli ve düşük faizli dış finansmanla yerel yönetimlerimizin kredi kabiliyetini artırarak yeni yatırımların önünü açıyoruz.” dedi ve AB hibeleri ile kredileriyle birlikte karma finansman modeliyle bu yerel yönetimlere destek verdiklerini ifade etti. Yusuf Büyük, bu yatırımların dağıtılmasında herhangi bir ayrımcılık yapılmadığını, İLBANK’ın öz kaynaklarından iktidarın işlerinin 2019’da yüzde 67’si, 2020’de yüzde 88’i, 2021’de yüzde 77’si karşılanırken muhalefetin taleplerinin sırasıyla yüzde 50, yüzde 79 ve yüzde 67’sinin karşılandığını açıkladı. “Dış kaynaklardan ise iktidar partisinin 52 belediyesinin 299 projesine, muhalefetin 38 belediyesinin 271 projesine destek sağlandı.” diye belirtti.
CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, 15 Nisan’da yaptığı açıklamada İLBANK’ın 2021 Raporu’na atıfta bulunarak göre belediyelerin bin 156 projesine 2 milyar 721 milyon lira kaynak sağlandığını; bu projelerin bin 89’u yani yüzde 94,2’sinin Cumhur İttifakı ve kayyum belediyelerine ait olduğunu söyledi. Bu verilere dayanarak Tosun, “Sadece Konya ve Trabzon’daki iktidar belediyelerine verilen destek bile bizim 248 belediyemize verilen destekten 1,5 kat daha fazla.” dedi ve bu ayrımcılığın adaletsizliğini vurguladı.
***
Artık Temiz Bir Çevrede Yaşamak Evrensel İnsan Hakkı

Birleşmiş Milletler Genel Kurulu’nda 161 ülkenin “Evet” dediği ve 8 ülkenin çekimser kaldığı oylama sonucunda temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevrede yaşamanın temel bir insan hakkı olduğu kabul edildi. Türkiye’nin de onaylayanlardan olduğu bu kararla ilgili Uluslararası Çevre Hukuku Merkezi, ”Soluduğumuz havanın, içtiğimiz suyun, sağlığımızın, refahımızın ve hayatta kalmamızın doğal olarak temiz, sağlıklı ve sürdürülebilir bir çevreye bağlı olduğunu kabul eden BM’nin en yüksek organını kutluyoruz,” şeklinde açıklama yaptı.
***
Körfez Ülkeleri Sağanak Yağışlarla Mücadele Ediyor

Temmuz ayının sonuna doğru Katar, Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Suudi Arabistan‘da normalde görülmeyen aşırı yağışlar etkili oldu. Katar’da üst üste iki gün boyunca yağmur yağması medyada çok konuşulurken BAE’deki şiddetli yağışlar şehirde bazı şehirlerde yolların kapanmasına neden oldu ve yağışlar sonucunda gerçekleşen sel ev ve iş yerlerinde hasarlara yol açtı. Suudi Arabistan Meteoroloji Merkezi de bazı kentlerde gök gürültülü sağanak yağışların gerçekleşeceğini duyurmuştu.
İklim uzmanlarına göre bu bölgede sıcaklık artışı, yağış düzensizliği ve fırtına yoğunluğunda bir artış bekleniyor. Çölde sel gerçekleşmesi kulağa garip gelse de aslında şaşırtıcı değil. Körfez ülkelerinin fosil yakıtlara olan bağımlılığı iklim krizini tetikleyen en kritik şeylerden biri. Karbondioksit emisyonlarının asıl sebebi olan petrol, gaz ve petrokimya endüstrileri tüm dünyaya ciddi zararlar vermeye devam ediyor.
***
Demokratlara Göre Biden’ın İklim Paketi “İnsanlık Tarihinin En Büyük Eylemi”

ABD’de Demokrat Parti’nin uzlaştığı yeni yasa tasarısı, içeriğinde yer alan temiz enerji maddeleri ile ülkede bu alanda şimdiye kadar yapılan en büyük yatırım olarak açıklandı. Yeni yasa tasarısına göre, bütçeden iklim değişikliği ile mücadele ve yenilebilir enerji kaynaklarına 369 milyar dolar ayırılacak.
Hawaii senatörü Brian Schatz Demokratların uzlaştığı bu yeni yasa tasarısı hakkında yaptığı açıklamada “Açık ara insanlık tarihinin en büyük iklim eylemi olacak. Gezegen yanıyor. Emisyonların azaltılması en temel önlem. Bu çok büyük bir ilerleme. Hadi halledelim” şeklinde söylemlerde bulundu. Yeni yasa tasarısı, Biden’ın geçtiğimiz yıl açıkladığı “Daha İyisini İnşa Et” planında öngörülen 555 milyar dolarlık iklim harcamasından az, ancak yine dikkat çekecek büyüklükte bir yatırım durumunda. Enflasyonu Azaltma Yasası’nın bir parçası olarak önümüzdeki hafta oylanması beklenen yeni planın tek sayfalık özetine göre, 2030 yılına kadar sera gazı emisyonları %40 oranında düşürülecek.
***
Hindistan’ın İklim Planı Onaylandı

Dünyanın Çin ve ABD’den sonra en büyük kirleticisi olan Hindistan’da kabine 2070 yılında net sıfır hedefi ve 2030 yılına kadar olan sürede de emisyonlarını yüzde 45 azalma gibi hedefler bulunan yeni ulusal iklim planını onayladı. Net sıfır emisyon, insan faaliyeti nedeniyle atmosfere salınan karbondioksit, metan, azot vb. gazların miktarının yeryüzü tarafından doğal olarak emilen sera gazı miktarıyla dengelenmesi ve karbonun nötr olması anlamına geliyor.
Yeni plana göre ülke, 2030’a kadar üretilen elektriğin yarısının fosil olmayan kaynaklardan üretilmesini hedefliyor, ancak bu noktada, yeni planda enerji kullanımının vurgusu yapılmıyor.
🌍 GEZEGENİMİZİN SON DURUMU
İnsan Kaynaklı Küresel Isınma(11.08.2022): +1.25573093 °C
Sıfır Emisyona Ulaşmak İçin Kalan Süre: 6 Yıl 345 Gün
Yenilenebilir Enerji Kaynağı Oranı: %13.08
Yeşil İklim Fonu: 9.52 Milyon Dolar
Yerli Halklar Tarafından Korunan Doğal Alanlar: 43.5 Milyon km2
Haftalık C02 Ortalaması
9 Ağustos 2022: 417.32 ppm
1 sene önce: 415.10 ppm
1 senelik değişim: 2.22 ppm (0.53%)
10 sene önce: 393.55 ppm
Güvenli seviye: 350 ppm
🎙️ GREENVIBES PODCAST

Podfresh desteğiyle yayınladığımız Greenvibes Podcast’in on yedinci bölümü yayında!
On yedinci bölümümüzde ItzNutz, Vegan Pazar Yeri ve Limonita bizlerleydi. Bu üç vegan marka ile yeni geçtikleri atıksız teslimat seçeneklerini ve sürdürülebilirlik konusunda attıkları adımları konuştuk.
Spotify’dan dinlemek için:
Apple Podcast’e buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.
✍🏻 BİR İMZA DA SEN AT
Change.org’daki iklim ve ekoloji ile ilgili imza kampanyalarını senin için derledik. Bir imzadan ne olur deme, çok güzel şeyler oluyor bile.
- Zeytin Hayattır
- Eskişehir Kömür Olmasın
- Türkiye 2030’a Kadar Kömürden Çıksın
- Yeni Orman Kanunu İstiyoruz
- İklim Acil Durumu İlan Edilsin
- Adana’da Bir Kömürlü Termik Santral Daha İstemiyoruz.
- Plastiksiz Kargo İstiyoruz.
- Avcılık Tamamen Yasaklansın.
- İkizköy Akbelen Ormanının Kömür Madeni için Kesilmesini Durdurulsun.
- Tek Kullanımlık Plastikler Yasaklansın.
- Yeşiller Partisi’nin Kuruluşu Engellenmesin.
BİZİ TAKİP EDİN 🌿
Bu ve benzeri sürdürülebilir, ekolojik ve atıksız yaşam ipuçları ve haberlerine güncel bir şekilde ulaşmak için Greenvibes’ı, Nil’i ve Ceren’i Instagram üzerinden takip edebilirsiniz.
Bültenimize katkı sağlayan yeni ekip arkadaşlarımız Deniz ve Şevval’e teşekkür ederiz.