Greenvibes Ekolojik

Doğa Dostunuz Olsun

Seramik Sürdürülebilir mi?

Bu haftanın Greenvibes bültenine hoş geldin. Yeşil Ajans’ta yerelden ve dünyadan ekolojik haberlere biraz değinip Derin Yeşil’de seramiğin sürdürülebilirliğini ve geri dönüşümünü tartıştık.  Bir İmza da Sen At’ta güncel imza kampanyalarını derledik. Ve yeni bölümümüzde gezegenimizin son durumunu derledik.

Greenvibe’ının bol olduğu, keyifli okumalar dileriz.


DERİN YEŞİL

Seramik Meselesi: Sürdürülebilir mi? Geri Dönüşebilir mi?

Uzun ömürlü bir malzeme, ama ya kırıldığında? Ne olacak bu seramikler?

Ceren Özcan Tatar

Geri dönüşümden ya da özel atıkların toplanmasından söz ederken seramikler pek konuşulmaz. Ambalaj atıkları olan kâğıt, metal, plastik ve cam için genel anlamda yaygın bir toplama sistemi var. Yağ, pil, elektrikli-elektronik atık, ilaç ve tekstil için de nispeten kurgulanmış sistemler var. Ancak söz konusu atıkların %82ini oluşturan seramikler olunca genel bir sessizlik hâkim. Sahiden, ne yapacağız bu seramikleri? Bu soru hep kafamı kurcalayan sorulardan biriydi. Gelin, cevabını birlikte öğrenelim.

Yaşam alanlarımızın her bir köşesinde, tabaktan saksıya, lavabolarımızdan banyo karolarımıza pek çok seramik çeşidi yer alıyor. Çoğu uzun süreli kullanıma sahip olduğu için ne nasıl üretildikleri üzerine, ne üretim ve kullanım süreçlerinin gezegene etkisi üzerine, ne de nasıl bertaraf edilmesi gerektiği üzerine düşünüyoruz üstelik.

Seramikler genel anlamda 3 çeşit olarak ele alınabilir: keramikler (bizim seramik diye andığımız eşyalar), porselenler ve toprak kaplar. Yapımları da temelde benzer. Farklı tipte killer (topraktan gelen bir malzeme) su ile karıştırılarak seramik hamuru elde edilir. Şekil verildikten sonra da yüksek sıcaklıklardaki fırınlarda pişirilerek son hali verilir. Porselen seramiklerden daha yüksek sıcaklıklarda pişirilir, bu nedenle daha camsı bir yapıya sahiptir. Isı değişimlerine daha dayanıklı olduğu için çay, kahve bardağı, demlik ya da yemek tabağı gibi ürünlerde daha çok tercih edilir. Toprak kaplar ise killi topraktan elde edilen hamurun birkaç yüz derecede pişirilmesiyle elde edilir. Son ürün bildiğiniz gibi parlak, paslanmaz/küflenmez ve genel anlamda ısıya ve darbeye dayanıklıdır. Ama tabii ki bir yere kadar.

Seramikler zamanla çatlayabilir ya da kırılabilir . İşte bu noktada, aklınıza bunu nasıl elden çıkarmalı da dünyaya zarar vermemeli sorusu gelebilir. Tabi bu soruyu, “E, bu kilden yapılıyorsa doğaldır, doğaya atılmaz mı?” sorusu takip edebilir. Evet, seramik ürünler kilden yapılıyor ancak nihayetinde biyolojik olarak parçalanabilir ama bu süreç binlerce yıl alır. Yani biz onu biyo-bozunur kabul etmesek ve doğaya bırakmasak daha iyi. Tabii bu demek olmuyor ki çöpe atalım gitsin, bu da doğaya bırakmanın bir başka yolu sonuçta.

“Seramikler geri dönüştürülebilir mi?” sorusunun cevabı ise evet ya da hayır değil. Durum bundan biraz daha karışık. Teorik olarak (aynı bazı plastiklerde olduğu gibi) geri dönüşümü mümkün. Ama pratikte öyle değil. Isıya çok dayanıklı olmaları, standart bir geri dönüşüm tesisinde eritilmelerine engel olur. Yani geri dönüşemezler.

E, öyleyse ne yapacağız? Çevreye en az zararı vermek, uygun şekilde bertaraf etmek ya da seramiğinize yeniden hayat vermek için farklı seçeneklerimiz var, ne mutlu ki. Öncelikle bulunduğunuz ilçe belediyesinin bu konuda bir çözümü var mı diye bir aramanızı öneririm, belki anlaşmalı oldukları bir yerler vardır. Oralara iletilmesini sağlayabilirsiniz.  Ama yoksa doğrudan ticari bir geri dönüşüm tesisi ya da bir seramik üreticisi ile iletişime geçmek en iyisi olacaktır. Tabi not etmekte fayda var, eğer kırılan eşyanız toprak kaplardan biriyse onu saksı ve toprakta su drenajı için de kullanabilirsiniz.

Seramik üreticilerinin bazıları (Söğütsen, Ege, Bien, Eczacıbaşı Seramik gibi) pişmiş seramik ürünlerinin kırarak geri dönüşümünü yapıp kendilerine seramik kaplama için yeniden hammadde üretiyorlar. Ama ilginç biçimde bu çabalarına sitelerinde yer vermiyorlar. Bu nedenle emin olmak için, yakınlarınızda olduğunu bildiğiniz bir seramik üreticisi ile de iletişime geçerek çözümlerini öğrenebilir, belki onları bu sürece teşvik edebilirsiniz. Eğer gerçi dönüşüm yapan bir tesis bulduysanız, elinizde biriktirdiğiniz seramikleri doğrudan kendiniz ya da tek bir kargo ile tesise iletebilirsiniz. Buna ek olarak, benzer yöntemle üretim yapan küçük ve yerel üreticileri bulup onlara da iletebilirsiniz. Yerel ekonomiyi desteklemenin harika bir yolu olacaktır.

Seramik uzun ömürlülüğü, gıdayla temasındaki güvenli yapısı, biyolojik hammaddeler içermesi nedeniyle oldukça sürdürülebilir bir malzeme olarak görülebilir. Öte yandan üretim süreçlerinde ihtiyaç duyulan sıcaklıklara erişebilmek için ciddi miktarda enerji tüketilir (ve haliyle sera gazı salımlarına sebep olunur). Ayrıca geri dönüşümünün yaygın olmaması ve uygun bertaraf edilmediğinde de bir milyon yıla yakın bir ömrü olabileceği düşünülünce o kadar da sürdürülebilir olarak yorumlanmayabilir. Tabii burada boyama ve camsı yüzey için perdahlama konularına değinmedik bile. Sırlı seramikler doğada seramiğin çözülmesi için çalışabilecek mantar ve bakterilerin sırı aşıp kile ulaşamaması nedeniyle biyolojik bozunum sağlayamazlar, ve parçalanma süreleri çok daha fazla uzayabilir.

Sonuç olarak seramik diğer tüm “sürdürülebilir” malzemeler gibi, örneğin paslanmaz çelik ya da cam, doğaya bir miktar zarar vermektedir. Üretim süreçleri ve geri dönüşüm ise bu zararın ana sebepleridir. Ama dayanıklılığı ile bu zararın önüne geçebilir. Tek kullanımlık olmaktan çok uzak olan bu malzemeyi ihtiyacımız kadarında, doğru şekilde kullanılıp bakımı sağladığımızda ve gerektiğinde uygun şekilde bertaraf ettiğimizde sürdürülebilir bir malzeme olarak değerlendirebiliriz.


YEŞİL AJANS

• Konya’da Türkiye’nin İklim Politikaları Belirleniyor (mu?)

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından Türkiye’nin 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma hedefi doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli strateji, eylem, politika ve mevzuatların altyapısını oluşturmak için düzenlenen ve Konya’da 25 Şubat’a kadar sürecek İklim Şurası bu hafta başladı. Şura’ya TBMM Çevre Komisyonu ve İklim Araştırma Komisyonu, Çevre Mühendisleri Odası, Meteoroloji Mühendisleri Odası ve genç iklim aktivistlerinin davet edilmemesi dikkat çekti. Bir diğer dikkat çeken olay ise şuraya göbek atmalı, çalgılı çengili bir giriş yapılması oldu. Tüm bunlar yaşanırken bugüne kadar kömürden çıkış konusu hiç konuşulmadı.

STK’ların şura öncesi sıraladığı taleplere buradan ulaşabilirsiniz.

• Tortum Şelalesinin Suyunu Kestiler

Erzurum’un Uzundere ilçesinde on sekizinci yüzyılda heyelan sonucu oluşan, 21 metre genişliğinde ve 48 metre yüksekliğindeki Tortum Şelalesi’nin can suyu HES ihalesini alan firma tarafından kesildi. Firmadan, “Tortum HES tesisimizin sanat yapıları, su alma, iletim kanalı ve tüneli, can suyunun ve ulaşım yollarında oluşan uzun ve süreli bakımsızlık nedeniyle meydana gelen tahribatların onarılması için yıkılan bozulan yerlerin eski haline getirilmesi gibi birtakım çalışmalar planlanmaktadır. Yukarıda bahsi geçen planlamış olduğumuz çalışmalarda tesisin mevcut yapısında onarıma yönelik çalışmalar yapılacak olup, ilave bir iş yapılmayacaktır, şeklinde bir açıklama geldi.

• Günde Kişi Başı Bir Kilodan Fazla Atık Çıkarıyoruz

TÜİK 2020 atık istatistiklerini açıkladı ve Türkiye’de bir kişinin günde bir kilodan fazla atık çıkardığını tespit etti.

2 sene önce Türkiye’de çıkan atık miktarı (imalat sanayi işyerleri, maden işletmeleri, termik santraller, organize sanayi bölgeleri, sağlık kuruluşları ve hanehalkları dahil) 30,9 milyon tonu tehlikeli olmak üzere toplam 104,8 milyon ton atık oluştu. Toplam atık miktarı 2018’e göre %10,5 arttı.

Belediye atık (yani bizlerden çıkan atık) miktarı ise 32,3 tona yükseldi.

Bu atığın %69,4’ü düzenli depolama tesislerine, %17’si belediye çöplüklerine ve %13,2’si geri kazanım tesislerine gönderilirken, %0,4’ü ise açıkta yakılarak, gömülerek, dereye veya araziye dökülerek bertaraf edildi. Belediyelerde toplanan kişi başı günlük ortalama atık miktarı 1,13 kg olarak hesaplandı.

Atık bertaraf ve geri kazanım tesislerinde işlenen 127,4 milyon ton atığın 78,3 milyon tonu bertaraf edildi, 49,1 milyon tonu ise geri kazanıldı. Toplam işlenen atık miktarı 2018’e göre %22 arttı.

• THY Çevreci Yakıt ile İlk Uçuşunu Gerçekleştirdi

Havacılığın iklim değişikliğine katkısını azaltmak için projeler geliştiren THY, kerosen yakıta kıyasla yaklaşık yüzde 87 daha az emisyona sebep olan çevreci yakıtla ilk uçuşunu Paris’e gerçekleştirdi. Türk Hava Yolları Yönetim Kurulu ve İcra Kurulu Başkanı Prof. Dr. Ahmet Bolat, “Toplumsal refah, sosyal katkı ve çevresel duyarlılık odağında gerçekleştirdiğimiz çalışmalarımızın önemli bir adımı olan bu uçuşumuz ve devamında gerçekleştireceğimiz diğer çevreci uçuşlarımız ile sera gazı emisyonlarımızı ve misafirlerimizin karbon ayak izini önemli ölçüde azaltmayı hedefliyoruz. Toplam sera gazı emisyonlarımızın yüzde 99,8’ini oluşturan yakıtlarda verimliliği artırarak belki de nesli tükenme tehlikesi altında olan bir canlının gelecek nesillerimiz ile yaşamasına imkân tanımış olacağız,” ifadelerini kullandı.

• Türkiye’nin Yarısından Fazlası İklim Krizinden Endişeli

İklim Haber ve KONDA Araştırma, Türkiye kamuoyunun iklim değişikliği algısını ölçmek ve giderek derinleşen iklim krizi hakkındaki görüşlerini öğrenmek için dördüncü anket çalışmasını gerçekleştirdi. Türkiye çapında 3634 kişi ile yüz yüze yapılan anket Türkiye’nin Paris İklim Anlaşması’nı meclis onayından geçirdiği ve aşırı hava olaylarının sebep olduğu yangın ve sel baskını gibi afetlerin şiddetlendiği bir dönemde iklim değişikliği algısını irdelemeyi amaçladı.

 “Türkiye’de İklim Değişikliği ve Çevre Sorunları Algısı 2021” sonuçlarına göre:

  • Türkiye’de toplumun %66’sı iklim krizi nedeniyle endişeli.
  • Türkiye’deki her dört kişiden üçü iklim krizinin insan faaliyetlerinin sonucu olduğunu düşünüyor.
  • Çalışmaya katılanların %58’i iklim krizinin koronavirüsten daha büyük bir kriz olduğunu ifade ediyor.
  • Koronavirüs sonrasında toplumun %69’u tarıma yatırım yapılmalı derken, %45’i ise gıdaya yatırım yapılmalı diyor. Toplumun %31’i ise temiz enerjiyi destekliyor.
  • Toplumun %86’sı iklim krizine karşı mücadelede yeşil alanların korunmasını savunurken, %33’ü termik santralların kapatılmasını talep ediyor.
  • Türkiye’de her dört kişiden üçü aşırı hava olaylarında iklim krizinin rolü olduğunu belirtiyor.
  • Bu yaz yaşanan yangınlardan toplumun %36’sı terör faaliyetlerini sorumlu tutarken, %27’si bu alanların imara açılmak istemesini neden olarak gösteriyor. Sadece %14’lük bir kısım iklim krizini seçiyor
  • Toplumun sadece %17’si 2053 net sıfır emisyon hedefi hakkında bilgi sahibi.
  • Türkiye’de toplumun sadece %25’’i Paris Anlaşması hakkında bilgisi olduğunu ifade ediyor.

• Danimarka’da Tarihi Gün

Danimarka’da 1 Şubat’ta  tarihi bir gün yaşandı. Ülkede o günkü elektrik ihtiyacının %99’u rüzgâr enerjisinden karşılandı.

Türkiye’de ise elektrik üretiminde iklim krizine neden olan fosil yakıtların payı 2021’de artarak %64’ü geçti.

TEİAŞ’ın verilerine göre geçen yıl üretilen 331 milyar kilovatsaati bulan elektriğin %32,71’lik kısmı doğalgaz çevrim santrallerinden, yüzde 31,43’ü ise kömürlü termik santrallerden sağlandı.  Elektrik üretiminde fosil yakıtla çalışan santrallerin payı %64’ün üzerine çıktı. Geçen sene bu oran %58’di.

• ÖZEL JETLERİN GEZEGEN ÜZERİNDEKİ ETKİSİ

19 yaşındaki Jack Sweeney’nin Elon Musk, Bill Gates, Jeff Bezos, Drake gibi ünlü ve zengin isimlerin özel jetlerini takip edip Twitter’da lokasyonlarını paylaşması bu özel jetlere sahip ultra zenginlerin iklim krizine olan katkılarını tekrar gündeme getirdi. Hesabını kapatması karşılığında Elon Musk’tan 50.000 dolar isteyen Sweeney, Elon Musk’ın son zamanlardaki uçuşlarının  4,48 ton karbondioksit salımına sebep olduğunu belirtti.


🌍 GEZEGENİMİZİN SON DURUMU

İnsan Kaynaklı Küresel Isınma(24.02.2022)+1.24476586 °C  

Sıfır Emisyona Ulaşmak İçin Kalan Süre: 7 Yıl 148 Gün 

Yenilenebilir Enerji Kaynağı Oranı: %12.78

Yeşil İklim Fonu: 9.52 Milyon Dolar

Yerli Halklar Tarafından Korunan Doğal Alanlar:43.5 Milyon km2

Haftalık C02 Ortalaması
22 Şubat 2022: 419.26 ppm
1 sene önce: 416.59 ppm
1 senelik değişim: 2.67 ppm (0.6%)
10 sene önce: 394.02 ppm
Güvenli seviye: 350 ppm


🎙️ GREENVIBES PODCAST

Ekolojik ve atıksız yaşama dair meramlarımızı anlattığımız, deneyimlerini aktardığımız podcast serimiz artık sizlerle. Eğer siz de bu ekolojik yaşam yolculuğunda kendine bir “eko-yaren” arıyorsanız biz bir mikrofon uzağındayız. Doğa dostunuz, Greenvibe’ınız bol olsun.

İklim İçin Gençlik Türkiye ekibinden Nehir Ceren Uygun ve Kerem Akdan’ı konuk ettiğimiz bu bölümümüzde genç iklim aktivistliğini ve “Türkiye 2030’a kadar kömürden çıksın” taleplerini konuştuk. 

Spotify’dan dinlemek için:

Apple Podcast’e ise buradan  tıklayarak ulaşabilirsiniz.


✍️ BİR İMZA DA SEN AT

Change.org’daki iklim ve ekoloji ile ilgili imza kampanyalarını senin için derledik. Bir imzadan ne olur deme, çok güzel şeyler oluyor bile.


BİZİ TAKİP EDİN 🌿

Bu ve benzeri sürdürülebilir, ekolojik ve atıksız yaşam ipuçları ve haberlerine güncel bir şekilde ulaşmak için Greenvibes’ıNil’i ve Ceren’i Instagram üzerinden takip edebilirsiniz.

Yorum bırakın

WordPress.com’da bir web sitesi veya blog oluşturun