Greenvibes Ekolojik

Doğa Dostunuz Olsun

E-Atıkları Ne Yapmalı?

Bu haftanın Greenvibes bültenine hoş geldin. Yeşil Ajans’ta yerelden ve dünyadan ekolojik haberlere biraz değinip Derin Yeşil’de e-atıkları ele aldık. Bir İmza da Sen At’ta güncel imza kampanyalarını derledik. 

Greenvibe’ının bol olduğu, keyifli okumalar diler, 2022’nin herkes için daha atıksız, güzel ekolojik gelişmelerle dolu, sağlıklı, huzurlu ve mutlu olmasını umarak yeni yılını kutlarız.


DERİN YEŞİL

E-Atıkları Dönüştürmenin Önemi. Peki, Nasıl Dönüştürülmeliler?

Giderek artan e-atık problemini nasıl ele almalı?

Ceren Özcan Tatar

Hayatlarımız 1990’ların ikinci yarısından beri hızla dijitalleşiyor. Kullandığımız elektrikli ve elektronik aletler her gün daha da gelişerek çeşitleniyor. Bazılarının lüks değil de modern yaşamın ihtiyaçları olduğu konusunda çoğu kişi hem fikir. Kullanıldıkça da eskiyor, eskidikçe de yenisiyle değiştiriliyor. Ama düşününce, alınan her bir elektrikli-elektronik ürün daha fazla e-atığa sebep oluyor.

“E-atık” terimi, elektronik atık anlamına geliyor. Elektronik bileşenleri, fişleri ve kabloları olan  herhangi bir öğeyi ifade ediyor. Günlük yaşamda evlerde kullandığımız aletlerin yanında taşımacılık, sağlık, güvenlik, enerji üretimi gibi alanlarda da fazlasıyla elektrikli ve elektronik alet kullanılıyor. Hatta artık giyilebilir teknolojiler ve akıllı ev teknolojileriyle bu ürün çeşitleri giysilerimizden mobilyalarımıza kadar geleneksel tüketim ürünlerine bile dahil ediliyor. İşte bütün bu eşyalar, günlük hayatınızda kullandığınız telefonunuz, dizüstü bilgisayarınız, mutfak robotunuz ya da kumandanız bozulup  kullanım ömürlerinin sonuna geldiğinde yani kullanım aktivitenizi kalıcı olarak sonlandırdığınızda e-atık haline geliyor. Ancak bu terim yalnızca yıllarca kullanıldıktan sonra atılan elektrikli ve elektronik ürünleri ifade etmekle kalmaz, aynı zamanda mağazalarda gördüğünüz tüm satılmamış ürünleri ve yalnızca birkaç yıl içinde “modası geçme” eğiliminde olan ürünleri de içerir. Yani mağazada satılmayan ve satılmayacak ürünler daha hiç kullanılmadan atık haline gelebilir. Dolayısıyla mağazalarda satılmayan çok sayıda ürünle ve insanların her iki yılda bir akıllı telefonlarını değiştirmesiyle, e-atıkların küresel bir sorun haline gelmesi şaşırtıcı değil.

E-atık, bugün gezegenimizi rahatsız eden en tehlikeli tüketici atığı türlerinden biri ne yazık ki. Ama e-atıklar farklı şekillerde  dönüştürülen ya da bertaraf edilen, doğru yönetilmediği takdirde insan ve çevre sağlığına zarar verecek bileşenlerden oluşur. Televizyonlardan bilgisayarlara, beyaz eşyalardan mutfak aletlerine kadar tüm elektrikli ve elektronik ürünler kurşun, cıva ve krom dahil olmak üzere metal bileşenlerinden zehirli kimyasallar barındırırlar. Bunun yanında içlerinde iletkenliği yüksek olduğu için altın, bakır, titanyum gibi değerli madenleri de içerir.

E-atıklar Küresel E-Atık Monitörüne göre 6 başlıkta sınıflanırlar:

  • Isı değişikliği ekipmanları (klimalar, ısıtıcılar, buzdolapları ve dondurucular)
  • Ekranlar ve monitörler (televizyonlar, monitörler, taşınabilir kişisel bilgisayarlar ve tabletler)
  • Işıklar (floresan lambalar, LED’ler ve akkor ampuller)
  • Büyük araçlar (çamaşır makineleri, kurutucular, bulaşık makineleri, elektrik sobaları, büyük yazıcılar, fotovoltaik paneller)
  • Küçük araçlar (süpürgeler, mikrodalga fırınlar, vantilatörler, tost makinaları, kettlelar, tıraş makinaları, tartılar, hesap makinalar, radyolar, kameralar, oyuncaklar, küçük elektrikli aletler, küçük tıbbi cihazlar, müzik aletleri, kumandalar, küçük kontrol cihazları)
  • Küçük Bilgi Teknolojileri ve telekomünikasyon cihazları (akıllı telefonlar, cep telefonları, GPS aletleri, cep hesap makineleri, navigasyon cihazları, küçük yazıcılar, notebooklar)

Bataryalar, aküler gibi enerji depolama bileşeni içeren atıklar e-atık kapsamında değil atık pil ve akümülatörler kapsamında değerlendirilir.

E-atıklar uygun şekilde bertaraf  edilmezse, yani doğrudan şehir çöplüklerine atılır ya da doğaya bırakılırsa, içerdikleri ağır metallere ve toksik kimyasallar (cıva, arsenik, kurşun, kadmiyum gibi) suya, havaya ve toprağa karışır ve hem toplum sağlığı hem de çevre sağlığı için tehdit oluştururlar. Ayrıca şehir çöplüklerinde sera gazı salımlarını artırır ve iklim değişikliğini de hızlandırırlar.

E-atıkların çevreye verdiği zararlar bununla bitmiyor. Yukarıda da değindiğim gibi elektrikli ve elektronik aletlerin içeriğinde değerli ve kıt kaynaklı hammaddeler de bulunuyor. Bu malzemeler çöplüklere atıldığında yerlerini doldurmak için yeni madenlerin açılması gerekiyor. Ülkemizin yaklaşık %65’inin maden ruhsatlı olduğu ve her bir köşede başka bir maden açılmasına karşı eylemler düzenlendiğini göz önüne aldığımızda, halihazırda çıkarılmış madenleri yeniden kullanmanın önemini daha iyi kavrayabiliriz. Buna ek olarak, çöpe giden bu metallerin ekonomik anlamda ciddi bir kayıp olduğunu da göz ardı etmemek gerekir. E-atıkların içerdikleri maddelerin, özellikle metallerin geri dönüşümü, madenlerden işlenmemiş malzemeyi çıkarıp işleyerek hammaddeye dönüştürmekten daha az enerji harcar. Bu hem iklim krizi anlamında hem de ekonomik anlamda çok önemli bir tasarruf demektir. Dünya Ekonomik Forumu’na göre 1 ton akıllı telefonda, 1 ton altın cevherinden 100 kat daha fazla altın bulunmaktadır. Ve geri dönüştürülen her 1 milyon cep telefonuyla 16 ton bakır, 350 kilo gümüş, 35 kilo altın ve 14 kilo paladyum geri kazanılır. Önemsiz gibi gelen bu atık türü 2019 yılında tüm dünyada 57 milyon dolar değerinde gümüş, alton, bakır, platin gibi madenlerin çöpe atılmasına ya da yakılmasına sebep olmuş. Üstelik e-atıkların içeriğindeki metal dışı malzemeler de çeşitli ürünlerde kullanılabilir, örneğin plastikler bahçe mobilyalarında, metallerin bir kısmı ise otomotiv parçalarına kadar farklı alanlarda değerlendirilebilir.

Atık haline getirip yerine yenisini aldığımız her bir elektrikli ve elektronik alet aslında daha fazla kaynak kullanımı anlamına da geliyor. Her bir yeni cihaz yeni hammaddenin fosil yakıtlarla çalışan makinalar tarafından işlenerek bir araya getirilmesi demek. Örneğin bir bilgisayar ve monitörünü üretmek için 240 litre fosil yakıt, 21 litre kimyasal madde ve 1.5 ton su kullanımı gerektiriyor. Biz eskiyen/bozulan elektrikli veya elektronik eşyalarımızın yerine yenisini koymayı tercih edince, hem atıktan hem de yeni ürünün üretiminden kaynaklı olarak ekolojik ayak izimizi de büyütüyoruz.

Atılan şeyler maddi anlamda değerli olunca az atık çıkarmış gibi bir izlenim oluşabilir belki aklınızda, ama hiç öyle değil. Küresel E-Atık Monitörü’ne göre 2019 yılında dünya genelinde 53.6 milyar (kişi başı 7.3 kg) ton e-atık üretilmiş ve ne yazık ki bunun yalnızca %17’si geri dönüştürülmüş. E-atıkları türlerine göre incelediğimizde ise %33 ile küçük cihazların öne çıktığını, %24 ile büyük cihazların ve %20 ile ısı değişikliği sağlayan cihazların ise küçükleri takip ettiğini, yani günlük yaşamımızda fazlasıyla yer alan bu eşyaların atığa da fazlasıyla dönüştüğünü görebiliyoruz. Üstelik 2015’ten 2019’a gelinirken yaşanan değişime bakıldığında genel anlamda e-atık miktarında %21 bir atış söz konusu. Bu sayılardan yola çıkarak yapılan tahminlere göre 2030’da e-atık miktarının 74 milyar tona çıkacağı bekleniyor ve bu artışla atıklar arasında en büyük artış yaşanacak tür olarak değerlendiriliyor.

Türkiye’deki duruma baktığımızda iş biraz daha ciddi gibi duruyor. 2015 yılında kişi başına düşen e-atık miktarı 8.9 kg (toplam yaklaşık 700 milyon ton) olurken 2019’a doğru ciddi bir artış yaşanmış ve kişi başına düşen e-atık miktarı 10.2 kg’a (yaklaşık 850 milyon tona) çıkmış.

Durum bu kadar vahimse, ne yapmalı? Türkiye’de e-atıklar Atık Elektrikli ve Elektronik Eşyaların Kontrolü Yönetmeliği’ne göre Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca diğer atık türlerinde olduğu gibi bu sistemi de belediyeler planlamak, toplamak ya da yetkilendirilmiş kurumlar tarafından toplatmak zorundadır, yetkilendirilmiş kurumların çoğu da dernek gibi kar amacı gütmeyen kurumlardır. Bunun yanında elektrikli ve elektronik alet üreticileri ve satıcıları da e-atık kutuları ve sistemleri kurarak e-atıklarını toplamak zorundadır. Yani bir teknoloji marketine gittiğinizde mutlaka girişinde/çıkışında ya da kasa çevresinde bir atık kutusu bulabilirsiniz. Yani ilk olarak belediyenizi aramak ve ne yaptığını öğrenmek en ideal çözümdür. Eğer belediyeniz henüz bir eyleme geçmediyse çevrenizdeki teknoloji mağazalarına gidebilir ya da yetkilendirilmiş kurumlarla iletişime geçebilirsiniz. Örneğin EAGD’nin Empact adlı mobil uygulamasını kullanabilirsiniz. EAGD verdiğiniz atıklara karşılık olarak size tasarruflu ampul verebiliyor, Good4trust için indirim kuponu sağlayabiliyor, adınıza fidan dikebiliyor ya da eğer verdiğiniz bir bilgisayarsa tamir edip köy okullarına yollayabiliyor.

Doğal kaynakların tüketimine engel olmak, en hızlı büyüyen atık grubuna katkı sağlamamak, geri dönüşebilir malzemeleri geri dönüştürebilmek için e-atıklarınızı bir şekilde bu sisteme dahil etmek gerekiyor. Burada bahsetmeden geçmeyi istemediğim bir konu daha var. Türkiye’de genel olarak, özellikle de küçük boyutlu elektrikli ve elektronik aletler, bozulsa da çekmecelerde, dolaplarda durmaya devam ediyor. Size atık gibi gelmese de aslında bu cihazlar da, hele de yıllar geçtikçe atık haline geliyor. Bu cihazlar içlerindeki tehlikeli kimyasallarla sizin için risk oluştururken, yukarıda değindiğimiz kaynak kıtlığı gibi sebepler nedeniyle çevre için risk teşkil etmektedir. Bu cihazları uygun şekilde elinizden çıkarmanız hem sizin için, hem eviniz için hem de çevre için faydalı çözüm olacaktır.

Bir de, geri dönüşümü hakkında çözümleri konuştuk ama her atık türünde olduğu gibi, e-atıklar için de geçerli olan ilk basamağımız tüketimimizi azaltmak, ardından yeniden kullanmak ve tamir etmek. Geri dönüşüm tesisine atığınızı göndermeden önce onu tamir ettirebilir, eğer kullanmaya devam etmek istemiyorsanız satabilir ya da bağışlayabilirsiniz. Böylece kullanım ömrü bitmemiş cihazları çöpe atmamış olursunuz. E-atıkları azaltmak söz konusu olduğunda, kendinize birkaç soru sormanız ve sürdürülebilir yaşam hakkında bir düşünmeniz gerekiyor.  Kendinize sorun, telefonunuzu gerçekten yükseltmeniz gerekiyor mu? Gerçekten yeni bir akıllı saate veya bluetooth kulaklığa ihtiyacınız var mı? O lamba başkasına verilebilir mi ya da evinizde yeni bir yer bulabilir mi? Mutfak robotunuz tamir edilince yine işe yarar, değil mi? Ve büyük indirim sezonu yaklaştığında, neden yepyeni akıllı telefona bir şans vermek yerine birkaç yıl içinde modası geçmeyecek daha yeşil hediyeleri tercih etmiyorsunuz?


YEŞİL AJANS

• İklim Değişikliği Müfredata Eklendi

Milli Eğitim Bakanlığı, 2022 yılında çevre eğitimi müfredatına iklim değişikliğinin ekleneceğini açıkladı.

İklim değişikliği, çevre bilinci, tasarruf ve çevreyi kirletmemeyle ilgili davranışları değiştirmemiz gerekiyor.” diyen Özer, amaçlarının okullardaki öğrencilerin bu kültürle yetişmesi olduğunu belirtti.

Özer, tüm okullarda 2022’de yeni bir başlangıç yapacaklarını ifade ederek şunları kaydetti: “Temiz Okul ve Temiz Enerji projesiyle ilgili çalışmaları tamamladık. İnşallah 2022 yılında ocak ayı itibarıyla da o projeyi devreye sokacağız. Su tasarrufundan güneş panelleri ile enerji üretimine, yağmur suyunun geri dönüşümünden atıkların değerlendirilmesine kadar, çok sayıda çevre bilinciyle ilgili model, okullarımızda uygulanmaya başlayacak. Dolayısıyla çocuklarımız o ortamın içerisinde fiziki dönüşümün de sürekli yapıldığı, çevreye hassasiyetin gösterildiği bir ortam içerisinde eğitim almaya devam edecekler.”

 Bu Sene Buğday Üretimi Yarı Yarıya Düştü

Trakya Üniversitesi Genetik ve Biyomühendislik Bölümü Başkanı ve Bitki Islahı Uygulama ve Araştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Yalçın Kaya, iklim değişikliğinin tarımsal üretimdeki etkisine dikkat çekti. Küresel iklim değişikliğine bağlı olumsuz sonuçların açıkça görüldüğünü, son yıllarda üretimde verim kayıpları yaşandığını dile getiren Kaya, AA muhabirine, “Amacımız tüm insanları doyurabilmek. Ülkemiz, işlenebilir arazi bakımından dünyanın ilk 15 ülkesi arasında bulunuyor. Küresel iklim değişikliği ve COVID-19 salgını süreci, üretim miktarını düşürdü. Örneğin buğday üretimi bu sene %50 düştü. Ekmek ve un ile yapılan yiyecekler temel gıdamız. Türkiye olarak aynı zamanda bu ürünlerin ticaretinde de önemli rol oynuyoruz. Bu bakımdan sadece kendi açımızdan da düşünmemek gerekli,” diye belirtti.

Çözüm önerisi olarak şunları sundu: “Aşırı kuraklıktan ve yoğun sıcaklardan daha az etkilenen çeşitler geliştirmemiz lazım. Çiftçiler de artık bu yaşanan iklim kaynaklı durumlardan ders almalı. Örneğin buğdayda artık erken ekim yapılmasına gerek yok. Kışlar artık çok sert geçmiyor. Kış sıcaklıkları arttığı için buna göre ekim dönemi geç yapılmalı. Aynı şekilde yaz aylarında da uzun süreli kuraklıklar olabiliyor. Bu yaşananlardan ders alarak tüm planlamamızı dikkatli yapmamız gerekli. Birim alandan daha fazla ürün elde etmeye yönelik çalışmalar yapılmalı. Ekim yapılırken seçici davranılmalı. Mevsim şartlarından, bahar aylarında görülen don olaylarından etkilenmeyen yeni çeşitler tercih edilmeli.”

• 2021’de Yaşanan Felaketler Milyonlarca Kişiyi Sefalete Sürükledi

Yardım kuruluşu Christian Aid’in 2021 yılında iklim değişikliğiyle bağlantılı felaketlerle yönelik açıkladığı rapora göre her biri 1,5 milyar dolardan fazla hasara neden olan 10 felaket, dünya çapında milyonlarca kişiyi sefalet sürükledi.

Mali bilançosu en ağır olan felaketler Ağustos ayında ABD’yi vuran Ida Kasırgası ve Temmuz ayında Avrupa’da yaşanan seller olarak gösterildi.

Yoksul bölgelerde yaşanan sel ve fırtınalar, insanların toplu olarak evlerini terk etmelerine ve mağdur olmalarına neden oldu.


GREENVIBES PODCAST

Greenvibes Podcast “Atıksız Yılbaşı” Bölümü Yayında

Ekolojik ve atıksız yaşama dair meramlarımızı anlattığımız, deneyimlerini aktardığımız podcast serimiz artık sizlerle. Eğer siz de bu ekolojik yaşam yolculuğunda kendine bir “eko-yaren” arıyorsan biz bir mikrofon uzağındayız.  Doğa dostunuz, Greenvibe’ınız bol olsun.

Bu bölümümüzde sürdürülebilir, doğa dostu yılbaşı hediyesi alternatiflerinden, atıksız hediye paketlemesinden, plastiksiz yılbaşı ağacı süslemesinden bahsettik.

Apple Podcast’e ise buraya tıklayarak ulaşabilirsiniz.


BİZİ TAKİP EDİN 🌿

• Bu ve benzeri sürdürülebilir, ekolojik ve atıksız yaşam ipuçları ve haberlerine güncel bir şekilde ulaşmak için Greenvibes’ıNil’i ve Ceren’i Instagram üzerinden takip edebilirsiniz.

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com’da bir web sitesi veya blog oluşturun

%d blogcu bunu beğendi: