Greenvibes Ekolojik

Doğa Dostunuz Olsun

İklim Krizini Nasıl Ele Almalı?

Bu haftanın Greenvibes bültenine hoş geldin. Yeşil Ajans’ta yerelden ve dünyadan ekolojik haberlere biraz değinip Derin Yeşil’de iklim kriziyle mücadelede benimseyebileceğimiz yolları tartıştık. Bültenimizin sonunda Bir İmza da Sen At’ta güncel imza kampanyalarını derledik.

Greenvibe’ının bol olduğu, keyifli okumalar dileriz.


DERİN YEŞİL

İklim Krizine Nasıl Yaklaşmalı?

İklim kriziyle mücadele ederken ulusal, kurumsal, kentsel planlar için gidilebilecek yollar neler?

Ceren Özcan Tatar

İklim kriziyle mücadelede, sera gazı salımlarının azaltılması ve kırılganlığın hafifletilmesinde planlama anahtar bir role sahip. İklim değişikliği eylem planları, uygulamalar için gidilecek yolları netleştiriyor, ihtiyaç duyulan kaynak ve kapasiteleri tanımlıyor ve paydaşların rollerini belirliyor. Bu kapsamda, dünyada iklim değişikliği ile mücadelede benimsenen iki temel politika var: etki azaltma (mitigation) ve uyum sağlama (adaptation). Bu iki politika iki ayrı yol gibi gözükse de aslında birbirini besleyen mekanizmalar. İklim değişikliğinin etkilerini hafifletecek önlemler aldıkça aslında toplumun uyumlanması gereken riskleri azaltıp uyum kapasitesini de artırmış oluyoruz. Örneğin Afrika’da kıtlık için geliştirilen bir erken uyarı sistemi aynı zamanda düşük gelirli ve dezavantajlı yerel halkın desteklenmesini sağlayarak uyum kapasitesi artırıyor. Dolayısıyla tek birinin uygulandığı genel geçer bir çözüm yok, daha çok ikisi birlikte yürüyor.

Azaltım ve uyum politikaları için ise devletler/kurumlar/kentler üç ana yaklaşım benimsiyor. Bunlar sırasıyla geçici, stratejik (özerk), ve ana akım yaklaşımlar. Geçici yaklaşımlar tek bir soruna tek seferlik çözümler üretirken, stratejik yaklaşımlar daha çok kapsamlı stratejik planlar üretilmesine önem veriyor. Ana akım yaklaşım ise mevcut plan ve politikalarda iklim değişikliğinin etkilerine vurgu yapıyor. Üçünün de benimsenmesi gereken durumlar, avantajlar ve dezavantajları var. Gelin bu üç yaklaşıma biraz daha yakından bakalım.

Geçici yaklaşımlar

Yapılı çevredeki bazı teknik detayların değişimi gibi, iklim değişikliğinin belirli bir etkisinden zarar görebilecek tek bir konuya odaklanan geçici yaklaşımlar, doğrudan o sorunun çözümüne yönelik bir uygulama, eylem sunarlar. İklim değişikliği ana hedef olarak belirlenir ancak bir sorun çıktıkça adım adım çözümler üretilir. Aslında belirlenmiş soruna hızlıca çözüm bulup uygulamaya geçme açısından avantajlıdır. Ayrıca planlama sırasında yalnızca en çok etkilenen kurum/paydaşlarla iletişime geçmek yeterlidir. Ancak daha kapsamlı problemlerin çözümü için yetersizdir ve kamusal katılım yok denecek seviyede olduğu için benimsenip hayata geçirilmesi diğer yaklaşımlardan daha zordur.

Stratejik (özerk) yaklaşımlar

Özerk planlar azaltım ve uyum için birçok paydaşın bir araya gelip belirli bir plan üzerine çalışması sonucu ortaya çıkan planlardır. Sürecin kapsayıcı doğası gereği iklim değişikliğinin farklı sistemler ve sektörlere etkisi detaylı olarak ele alınabilir. Belirlenmiş eylemler için net bir yol haritası sağlar, ayrıca bu eylemlerin sorumluları, etkilenicileri ve zaman çizelgesi de açıkça adreslenmektedir. Güvenli bir maddi kaynağa erişim olup yeni kurumsal yapıların kurulması imkânı doğduğunda, ayrıca iklim eylemleri arkasında güçlü politik desteğin olduğu ortamlarda daha etkili olma şansı vardır. Politikalar arası ilişkilerin keşfedilebilmesini sağlar, su politikalarında alınacak kararların gıda politikalarını da doğrudan etkilemesi gibi. Stratejik yaklaşımlar, çalışılan düzeydeki yerleşmiş planlama yaklaşımının değişimini sağlayabilir, ayrıca esnek, şeffaf ve koordinasyonu geliştiren bir yapıya sahiptir, tüm paydaşlar dahil edildiğinden daha iyi benimsenebilir. Öte yandan, sadece sözde kalıp etkin olmama riski vardır. Mevcut planlama yapısına uygun olmaması durumunda uygulamaya geçemez, sadece yapılıp rafa kaldırılan, atıl bir plana dönüşebilir. Ayrıca plan yapılırken iklim değişikliği ana amaç olmaktan çıkıp ihmal edilebilir.

Ana akım yaklaşımlar

Ana akım yaklaşımlar daha çok mevcutta ilerleyen planlama süreçlerine bir de iklim değişikliği perspektifinden bir bakış eklenmesi üzerine eğilmektedir. Yani mevcut düzende bir değişiklik yapılmazken, planlama süreçlerinde iklim değişikliğinin yarattığı riskler de göz önüne alınmaktadır ancak iklim değişikliğine yönelik azaltım ve uyum ana amaç değildir. Bu kapsamda hangi yaklaşımın planlama kapsamında ele alınacağı, hangi etkinin adresleneceği ve gelecekte ne gibi uyumlanma stratejilerinin gerekebileceği konusunda çıkarımlar yapılır. Mevcut planlama düzeniyle, bütçesiyle ve hiyerarşisiyle uyum sağlayabilmesi en önemli avantajıdır. Ayrıca kurumsal sorumlulukları belirler, mevcut planlardan iklim kriziyle mücadelede yeni fırsatlar yakalayabilir. Öte yandan, illaki sektörler arası bir koordinasyon sağlamak zorunda değildir, bu nedenle bir yanı eksik kalma riskine sahiptir. Ayrıca mevcut planlama yapısı halihazırda bütçe ve yatırımlarla ilişiksizlik nedeniyle işlevsiz bir yapıya sahipse iklim için üretilen politikalar da ölü doğmuş olur. Mevcut planlama düzeninde eğer uzun döngülere sahip süreçler izleniyorsa iklim için hızlı alınması ve uygulanması gereken kararlar dahil edilmeyebilir. Hatta belki de iklim konusu diğer sorunların yanında fazlaca gölgede bırakılıp sadece bir risk değerlendirmesi olarak kalabilir. 

Belki de izlenmesi gereken yol ana akım yaklaşımlardan politika ve eylemler üreterek adım adım stratejik yaklaşımlara geçiş yapmaktır. Böylece, kapsamlı ve 10-20-30 yıllık planların yeniden yapılmasını beklemek yerine günlük pratiklerin içine yedirilebilir iklim azaltım ve uyum politikaları. Öte yandan, gerçek hayatta, kırılganlık analizleri, anahtar iklim değişiminden korunma eylemleri ve kapsayıcı pratikleri içeren stratejik ve özerk bir plan ile başlamak daha uygun olabilir. Bu şekilde ana akım yaklaşımlarla yapılan planlara ortak bir odak ve eylem için bir temel hazırlanabilir. Eyleme geçmenin fazla zor olduğu durumlarda geçici çözümler hızlıca sorunun karşılamak için tercih edilebilir. Geçici çözümler iklim eylemlerinde yeterli deneyime sahip olmayan karar alıcıların iklim perspektifinden bakıp uygulama üreterek deneyim kazanmasını sağlayabilir. 

Sonuç olarak iklim değişikliği azaltım ve uyum politikaları kapsamında bu üç yaklaşım birbirleri yerine değil, birbirlerini destekleyecek ve daha etkin politikaların üretilmesini sağlayacak şekilde benimsenebilir. Hatta, içinde bulunduğumuz iklim acil durumunda bu üç yaklaşımın da benimsenmesi elzemdir. Öte yandan, bu politikaların COP26’nın aksine, dürüstçe konuşulması ve samimi kararlarla desteklenerek her bir paydaşın sorumluluğunu yerine getirmesi de bir o kadar gereklidir.


YEŞİL AJANS

• Atlantik Kasırgalarına İsim Listesi Yetmedi

2021 Atlantik kasırga sezonu öyle yoğun geçti ki isim listesinin sonuna gelindi. WMO bir sonraki kasırga için Yunan alfabesi yerine ek listesinden isim seçecek ve ilki Adria olarak adlandırılacak.

Tropikal kasırgalar bazen bir hafta veya daha uzun sürebildiği için aynı anda iki tane kasırgalar görülebiliyor. Karışıklığı önlemek adına da bunlara isim veriliyor. Dünya Meteoroloji Örgütü, bir kadın bir erkek isminden oluşan alfabetik bir listeye göre kasırgalara isim veriyor ve bu listeler altı sene kullanılıyor. Eğer bir kasırga çok fazla hasara ve ölüme sebep olduysa ismi listeden çıkarılıyor ve yerine başka bir isim seçiliyor.

• İklim Karnesi Açıklandı: Türkiye, 60 Ülke Arasında 47. Oldu

COP26 İklim Zirvesi çerçevesinde,  Germanwatch ve NewClimate Enstitüsü tarafından yayınlanan 60 ülke ve Avrupa Birliği’nin iklim karnesi açıklandı. 2022 yılı iklim endeksinin genel sıralamasında Türkiye 42’nci sırada yer aldı.

1,5 derece hedefine yönelik hiçbir ülkenin gereken çabayı göstermemesi gerekçesiyle listenin ilk üç sırasına kimse giremedi. Ardından gelen sıralarda ise Danimarka, İsveç ve Norveç yer aldı.

Türkiye, sera gazı emisyonu parametresine göre yapılan ayrı değerlendirmede 36.  sırada yer alarak yine düşük performanslı ülkeler arasında sayıldı.

• Plastik Çöplüğünden Sonra Bir de Nükleer Çöplüğü mü Olacağız?

Paris Anlaşması hem Meclisten geçmeden önce hem de sonra “öyle ya da böyle” çok ses getirdi. Anlaşmanın Meclisten geçtiği gece ses getirmeyen bir olay daha oldu:  Radyoaktif atıklarla ilgili kanun ve nükleer enerji alanında üçüncü kişilerin mesuliyetleri ile ilgili kanun Resmî Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girdi.

İlk kanunla birlikte radyoaktif malzeme atıklarının Türkiye’ye girip çıkması, alınıp satılması, transit olarak geçişi mümkün kılınıyor, nükleer atıkların yeniden kaynak olarak kullanılmasına, ortak proje yürütülen başka ülkelerin nükleer atıklarının da ülkeye kabul edilmesine olanak sağlanıyor.

Plastik çöplüğünden sonra bir de nükleer çöplüğü mü olacağız endişesine kapılmışken bir haber de Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan geldi. Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu Hizmet Binası ve yapımı tamamlanan enerji santrallerinin açılış törenine katılan Erdoğan,  Akkuyu’nun hemen ardından ikinci hatta üçüncü nükleer güç santrali için hazırlıklara başlanacağını belirtti. Akkuyu’nun hizmete girmesiyle nükleer enerji eksikliğini giderileceğini hem de iklim değişikliğiyle mücadelede önemli bir adım atılacağını öne sürdü.

• Gençler İçin İklim Kampanyacılığı Eğitimi

Change.org’dan bir çağrı var: ” ‘Türkiye iklim krizi ile mücadele için güçlü hedefler belirlemeli!’ diyen; karbon nötr bir gelecek için kampanya başlatmak isteyen gençleri bekliyoruz! Okul ve üniversitelerimizi karbon sıfır olma konusunda nasıl teşvik edebiliriz? Kentleri nasıl iklim değişikliğine dirençli hale getirebiliriz? Tüm bunları gelin birlikte düşünelim ve değişimi birlikte başlatalım!”

25 yaşında veya altında olan, iklim alanında kampanya başlatmak isteyen herkes başvurabilir. Eğitimle ilgili detaylı bilgiye ve başvuru formuna buradan ulaşabilirsiniz. Başvuru için son gün: 19 Kasım 2021


BİR İMZA DA SEN AT!

Change.org’daki iklim ve ekoloji ile ilgili imza kampanyalarını senin için derledik. Bir imzadan ne olur deme, çok güzel şeyler oluyor bile.

  • Adana’da Bir Kömürlü Termik Santral Daha İstemiyoruz.

https://chng.it/xMwv9v2tDK

  • İklim Acil Durumu İlan Edilsin.

https://chng.it/H7NYwh8XWz

  • Plastiksiz Kargo İstiyoruz.

https://www.change.org/p/plastiksiz-kargo-istiyoruz

  • İklim Krizi Müfredata Eklensin.

https://chng.it/ynd5GGWgrR

  • Avcılık Tamamen Yasaklansın.

https://chng.it/8rzM94DqDb

  • İkizköy Akbelen Ormanının Kömür Madeni için Kesilmesini Durdurulsun.

https://chng.it/n7wf447r2X

  • Tek Kullanımlık Plastikler Yasaklansın.

https://chng.it/2BXKG5G8bP

  • Yeşiller Partisi’nin Kuruluşu Engellenmesin.

https://chng.it/HqMZd2ZmCY


BİZİ TAKİP EDİN 🌿

Bu ve benzeri sürdürülebilir, ekolojik ve atıksız yaşam ipuçları ve haberlerine güncel bir şekilde ulaşmak için Greenvibes’ıNil’i ve Ceren’i Instagram üzerinden takip edebilirsiniz. 

Bir Cevap Yazın

Aşağıya bilgilerinizi girin veya oturum açmak için bir simgeye tıklayın:

WordPress.com Logosu

WordPress.com hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Facebook fotoğrafı

Facebook hesabınızı kullanarak yorum yapıyorsunuz. Çıkış  Yap /  Değiştir )

Connecting to %s

WordPress.com’da bir web sitesi veya blog oluşturun

%d blogcu bunu beğendi: